Monday, October 15, 2012

Sulusepken

"Karanlıkta su sesi insanın içindeki ölüm mayasının dilini konuşur." A.H.Tanpınar


...
-Tam olarak ne tür bir şeye temellendirdiğini kestiremediğim bu davranışlarının neye yol açtığını ikimizinde çok iyi bilmesiyle birlikte;  kolaya kaçış arzusunda ve umursamazlıkta oldukça yol katettin.Tebrik ederim,hoşçakal Künt.
-Hoşçakal

Seval'in ilk önce sulusepkene daha sonra karanlığa karışmasını izledi bir süre.Gözleri onun kaybolduğu noktada sabitlendi istemsiz.Hesabı istemedi saat geç olmasına rağmen.Bir carlsberg daha söyledi garsona ellerinin yardımıyla.Cama doğru döndü yüzünü ve sokak lambalarının aydınlattığı dışarıyı seyretmeye başladı.Oturup izlemeyi severdi böyle havaları oldu olası.Saatlerdir sulusepken yağıyordu ve şiddetini iyice arttırmıştı.Yıllardır ağlayamaması sebeptir belkide, sulusepkenin iç dünyasının aynası gözlerinin tercümanı olduğu sirayet etmişti içinde uzuncadır.Kendine daha yakın hissederdi böyle günleri.Kendisini başkalarına anlatmayı bırakmıştı.Boşunaydı o kadar dil dökmek,anlaşılmaya çalışmak.Onların kendisini anladığı kadarıyla yetiniyordu.Daha kolaydı böylesi.Gösterişsiz,öylesine.

Kırılma noktası,tek taraflı fedakarlık,herşeyin farkında olma..Seval'in ayrılıkla sonlanan konuşmasından aklında kalan sözcük gruplarıydı bunlar.Seval sözünü bitirdiğinde kendisinden beklediği gibi üzülemedi,üzülmüş gibi davranamadı sevgilisi onu terkederken bile.Birasıyla boğazını ıslatırken;
"Dersini çalışıp gelmiş.Araya iki laf sıkıştıracak fırsat vermedi zalim.Fedakarlık suya bıraktığın bir damla mürekkep değilde nedir ya da sevgi hamurunun mayası.Az koyduğunda olmayan çok koyduğunda hiç olmayan.Ama sen bilmiyorsun bu kez dozunu iyi ayarladım galiba.Sen benden daha iyi birisiyle tanıştın ben senin beni terketmene zemin hazırladım.Bir de "herşeyin farkındayım biliyorum" demeleri yok mu... Acemice karşındakine üstünlük kurma ve mağrur durma çabası,başka birşey değil.Kime ve neden?Uzuncadır bu ikili münasebet zaten sırtını müpheme dayamıştı ve senin beklediğin süpermen bu öyküde çok üşengeçti,hırs denen şey bende şeytandaki şefkat kadardı maalesef ."dedi içinden.
Hesabı ödeyip yola koyulduğunda saat gece yarısına geliyordu.Cadde oldukça sakindi.Yürürken yağmurluğuna çarpan suyun çıkardığı ses yaklaşan ölüm kadar huzur verici geldi.


No comments:

Post a Comment

Featured Post

Hermann Hesse, Bozkırkurdu

Düşün dünyasını hayatının merkezine koymuş bir entellektüel, sürekli bu dünyayı önemsemiş ve gereğinden fazla anlam yüklemiştir Harry ve bu...